Böbreklerde üretilen idrar üreter adı verilen borucuklar ile idrar kesesine (mesane) taşınır ve burada depolanır. 400-450 ml civarına geldiğinde sıkışma hissi başlar ve idrar boşaltılır. İdrarın üreterden geçişi üreterlerin peristaltik hareketleriyle kolaylaştırılırken mesanede biriken idrarın üreterlere geri dönmesi üreterlerin mesaneye giriş yerindeki anatomik yapı ile engellenmiş olur. Üreterler mesane içine girdikten sonra 3-4 cm mukoza altında seyreder ve mesaane içine açılır. Bu anatomik yapı idrarın mesane içine geçişine izin verirken artan basınçlara rağmen geri dönüşüne engel olan bir kapı gibi çalışır. Eğer mesanenin önünde idrarın dışarı atılmasında engel oluşturacak bir hastalık veya anatomik bozukluk var ise idrar yapma sırasında mesane içinde normalin üstünde yüksek basınçlar oluşacaktır. Bu problem giderilmediği takdirde bir süre sonra idrarın üretere geri kaçışını engelleyen yapı bozulacaktır. Mesaneden üreterlere ve sonrasında böbreklere doğru olan idrar kaçışı Veziko Üreteral Reflü (VUR) olarak adlandırılır. Zamanla üreterler ve sonrasında böbreklerin fonksiyonlarını bozarak böbrek yetmezliğine kadar gidebilen hastalıklarla karşımıza çıkmaktadır.
Etyoloji
Genel olarak çocuklarda yüzde 1-2 civarında görülmektedir. Bu vakaların yaklaşık olarak yarısı idrar yolu enfeksiyonu ile birliktelik gösterir. Yenidoğan erkeklerde daha sık görülür iken ilerleyen dönemlerde kız çocuklarda 4-5 kat daha fazla görülmektedir. Genetik olarak yatkınlık söz konusu olup kardeşlerin birinde var ise diğer kardeşte %30 civarında daha sık görülüyor. Bunun yanı sıra anne veya babada VUR varlığı çocukların herhangi bir tanesinde ortaya çıkma ihtimalini arttırıyor.
VUR nedeni ile meydana gelebilecek olan hastalıklar
Mesane içerisinde oluşan enfeksiyonlar VUR nedeni ile kolay bir şekilde mesaneden üreter ve böbreklere yayılabilir. Buralarda enfeksiyon oluşturarak Pyelonefrit adı verilen hastalığa sebep olurlar. Tedavi edilmediği takdirde böbrek ve üreterlerde şekil değişikliği meydana gelir. Devam eden süreçte böbrek içerisinde sertleşmiş skar adı verilen oluşumlar meydana gelerek böbreğin fonksiyonları bozulur. Sonuç olarak Reflü Nefropatisi adı verilen hastalık tablosu ortaya çıkar. Bunun yanı sıra böbrekteki skar oluşumu bir süre sonra hipertansiyon ve böbrek yetmezliğine sebep olabilmektedir.
VUR nedenleri
- Mesane disfonksiyonu
- Posterior üretral valv (PUV)
- Benin prostat hipertrofisi (BPH)
- Üretra darlığı
Üreterlerin mesaneye giriş yerinde doğuştan beri (konjenital) olan bir yapısal bozukuğa bağlı olabileceği gibi ilerleyen yaşlarda mesaneden idrarın aşağı doğru akışını engelleyen faktörler bir süre sonra VUR meydana getirecektir. Mesane disfonksiyonu olan hastalarda mesane kasılma görevini tam yapmamakta olup idrarı dışarı atamamaktadır. İşeme (miksiyon) sonrasında mesanede fazla miktarda idrar kalmaktadır. Bu kalan idrar kolay enfeksiyon oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Ayrıca bu hastalarda mesane içi basınç yüksek olup reflüye meyil oluşturmaktadır. Bir yandan enfeksiyon oluştururken diğer taraftan bu enfekte olmuş idrarın üretere ve böbreğe geçişine neden olmaktadır. Bu nedenle çocuklarda üriner enfeksiyon vezikoüreteral reflü ve mesane disfonksiyonu genellikle birlikte görülmektedir.
PUV olan çocuklarda mesane çıkışında idrar yolunu kapatan perde şeklinde oluşumlar mevcuttur. Bu yaprakçıklar idrar akışını engelleyerek mesanenin önce idrar tutma özelliğini daha sonra da idrar boşaltma özelliğini bozar. Boşaltma özelliği bozulan mesane içinde basınç artışı sonrasında VUR oluşma ihtimali artar.
İleri yaşlarda çeşitli sebeplere bağlı olarak meydana gelen Üretra Darlığı ve yaşlı hastalarda sık görülen Bening Prostat Hipertrofisi (BPH) idrar çıkışına engel olarak mesane içinde basınç artışı ve reflüye neden olabilmektedir.
Tanı
Hastaların anne ve babalarından detaylı bir anamnez alınarak çocukların nasıl idrar yaptıkları ve ne sıklıkta idrar yolu enfeksiyon geçirdikleri öğrenilir. Fizik muayene yapıldıkta sonra kan, idrar tahlili ve ultrasonografi ile hasta değerlendirilir. Reflü düşündüğüüz hastalarda voiding sistoüretrografi çekilerek mesaneden böbreklere doğru bir kaçışın olup olmadığı araştırılır. Voiding sonucu reflü gözlenmiş ise Renal Sintigrafi (DMSA) çekilerek böbreklerde harabiyet ve skarlaşma olup olmadığı öğrenilir. Bu sonuçlardan sonra hastalığın şiddetine göre derecelendirme yapılarak tedavi aşamasına geçilir
Tedavi
- Vezikoüreteral reflü küçük çocuklarda 1 yaşına kadar kaybolma eğilimindedir. Özellikle düşük dereceli reflü olan çocukların çoğunda reflü kaybolmaktadır. Bu nedenle 1 yaşına kadar ileri derecede reflü tespit edilmiş olsa bile beklemek gerekmektedir. Bu süreçte idrar enfeksiyonu var ise mutlaka tedavi edilmelidir, sonrasında antibiyotik proflaksis başlanan hastalar belli aralıklarla idrar talili ve idrar kültürü ile takip edilirler.
- 5 yaşına kadar olan çocuklarda hafif derecede reflü olan hastaları antibiyotik proflaksisi ile takip edebiliriz. Antibiyotik tedavisine rağmen enfeksion düzelmiyor, yüksek ateş devam ediyorsa ve böbrekte yeni skar alanları meydana geliyorsa cerrahi tedaviye geçilir. Yüksek dereceli reflü olan hastalarda ise bu reflünün kendiliğinden kaybolma ihtimali az olacağı için cerrahi olarak tedavi tercih edilmelidir.
- 5 yaşın üzerindeki erkek çocuklarda genellikle tedavi gerekmemektedir. Fakat ileri yaşlarda hastalık oluşturma ihtimali yüksek olduğundan kız çocuklarda şikayet olsun ya da olmasın mutlaka cerrahi olarak düzeltilmelidir.
Cerrahi tedavide açık ve endoskopik cerrahi kullanılmaktadır.
Endoskopik yöntemlerde kamera ile idrar yolundan mesaneye girilir. Üreterlerin mesaneye açıldığı yerde yüzeyin hemen altına dolgu maddesi enjekte edilir. Bu enjeksiyon kanal içinde kabartı meydana getirir ve idrarın mesaneden üretere geçişine engel olur. Bu yöntemin başarı oranları % 70-75 civarındadır.
Açık cerrahide ise üreterlerin mesaneye giriş yaptıkları alt kısmı serbestlenir. Reflüye izin vermeyen anatomik yapıya uygun olarak mesaneye ağızlaştırılır. En fazla tercih edilen cerrahi yöntem olup başarı oranı % 95 civarındadır.